Adam, Genç Garsonla Flört Ediyor, Yarasını Gördüğünde Gözyaşlarına Boğuldu

44

Pazar Günü Ritüeli

Her pazar sabahı, John saat gibi düzenli bir şekilde, şehrin merkezindeki pek bilinmeyen bir diner’a adım atardı. Bu ziyaret, sıcacık bir kahve ve sarılma hissi veren bir sandviç arayışıydı; küçük bir kaçamak, apartman dairesindeki yalnızlıktan ve kahve masasını sürekli işgal eden kitap ve belgelerin dağlarından uzaklaşmak için ihtiyaç duyduğu bir ritüeldi. Bu diner, beton çölünde bir vaha gibiydi ve John’un, günlük yaşamının getirdiği yalnızlığı bir anlığına unutmasına izin veren bir yerdi.

ohn’un hayatı, yalnızlığın bir övgüsü gibiydi. Bekar bir adamdı, kendine ait diyebileceği bir eş ya da çocuk sahibi değildi. Ailesi, eyaletler arası bir mesafede, uzakta yaşıyordu; bu mesafe onun için bir boşluk doldurmasa da, John bunu bir rahatlama kaynağı olarak kabul etmişti. Bu, yalnızlığına sessizce onay vermek ve hayatlarını ayrı yaşayarak, kendisine kendi alanını ve onlara kendi alanlarını garanti etmekti.