Pek çok şirket pandemi sebebiyle müşterilerine en az temas ile hizmet verebilmek için yenilikler yapıyorlar. İlk haberleri geçtiğimiz eylül ayında çıktığı üzere Starbucks da işe giderken veya yoğun öğle yemeği tatilinde bir kahve almak isteyen müşterilerinin bekleme sürelerini en aza indirmek için al-götür konseptine geçenlerin arasında katıldı.
Bu değişiklik ile kahve devi türünün tek örneği bir al-götür konseptine geçiş yaptı. Bu değişiklik kahve deneyimini yeni bir seviyeye taşıyacak ve aynı zamanda Ubereats ve Postmates gibi büyük paket servis şirketlerine de büyük bir tehdit oluşturacak.
İlk Mikro-dükkan
Geçtiğimiz eylülde bu yeni girişimi başlatacağını açıklayan şirket ilk konum olarak NYC’deki Penn Plaza’yı seçmişti. Müşteriler siparişlerini önceden mobil uygulama üzerinden vererek bekleme sürelerini oldukça kısaltabiliyor. Her zaman meşgul olan New Yorklular artık 242 West 34th Street adresinden favori içeceklerini ve yiyecek bir şeyi kısa sürede alıp yollarına devam edebilecekler.
Bildirilenlere göre şirketin hedefi yoğun nüfusa sahip metropolit şehirlerde müşteri deneyimini en üste taşımak. Bu nedenle büyük ticari alanlara yatırım yapmak yerine Starbucks, siparişi internetten verebilmenin elverişliliğini işin içine katarak hızlı bir al-götür servis sağlamayı hedefliyor.
Modern Ama Geleneksel
Müşteriler menüye uygulamadan bakıp sipariş verebildiklerinden mikro-mağazalarda kamuya açık menüler olmayacak. Müşteriler birkaç tıklamayla tüm menüye erişebilecek, içeceklerini kişiselleştirebilecek ve kendilerine en yakın teslim alma noktasını belirleyebilecekler.
Bu yeni yaklaşım klasik bir Starbucks mağazasının sahip olduğu kupa, kahve ve diğer ürün teşhirlerine sahip olmayacak. Bunun yerine müşteriler, içeceklerinin ne durumda olduğunu dijital ekranlardan takip edebilecekler.
Ancak bu yeni konsept sadece uygulamayı kullananlar için olmayacak. Bu mağazalarda da çoğu Starbucks mağazasında olduğu gibi tezgahın arkasında bir barista, yoldan geçen müşterilerin sipariş ve ödemelerini almak için hazır olacak.